18 Ekim 2013 Cuma

EKİM, MEME KANSERİ FARKINDALIK AYI

 
Merhaba,
 
rutin olarak yaptığım elle kontroller sonucu meme CA erken teşhis süreci yaşadım. Erken teşhisin önemini yaşayarak öğrenenlerdenim. Süreci yaşayan bir kişi olarak da herkesin dikkatini çekmek ve kontrollerini aksatmamalarını sağlamak için her fırsatta hatırlatıcı doneleri grup sayfamda yayınlıyorum.  Erken teşhis sonrası yaptığım sosyal faaliyetlere son aylarda yenilerini de ekledim. Hematoloji ve Onkoloji bölümlerinde tedavi gören çocuklara ve annelerine destek olmak için iki ayrı hastanede gönüllü olarak faaliyetlerde bulunuyorum.
 
Bu doğrultuda yaptığımız çalışmaları ben ve iki arkadaşım   YAŞAM GÜCÜ olarak ifade ediyoruz.
 
YAŞAM AMACINIZ ve bu amacı gerçekleştirecek YAŞAM GÜCÜnüzün olması sizi hayata motive eder;   yaşamınıza güç, anlam ve mutluluk katar.  
 
 
 

23 Eylül 2013 Pazartesi

          PEMBE LOTUS DBR Kanseri yenen bayanlardan kurulu  Türkiye' nin ilk ve tek
          KÜREK TAKIMI  dünyanın üç büyük festivalinden biri olan
          DRAGON BOAT Eylül 2013 yarışlarındaydı....
 
www.pembeyevehayata.com adresinden proje ile ilgili detaylı bilgi alabilirsiniz.
 
Bu proje kapsamında kurulan takımımız ile ilgili PEMBE LOTUS DBR FAN CLUB face  sayfası oluşturulmuştur. Sayfayı beğenerek bizleri destekleyebilir  ve çevreniz ile paylaşabilirsiniz. Bu sayfadan bize ulaşarak; CA hastası iseniz projemizin bedelsiz imkanlarından faydalanabilirsiniz.
 
Sevgiyle ve sağlıkla kalın.....
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

5 Eylül 2013 Perşembe

Kemoterapi Bittiğinde...

Merhaba,

halen yazmakta olduğum kitapta yer alan ve kemoterapi bittiğinde hissettiğim duyguları içeren bir paragrafı paylaşmak istedim sizlerle...  (kitapta yer alacağından farklı alanlarda bu paragrafın paylaşımı izne bağlıdır.)


'' Artık 21 günde bir, bir hafta derin bir iz bırakmayacaktı hayatımda. Bir hafta boyunca bedenimdeki milyonlarca hücrenin ölümüne ve bedenimin tuttuğu yasa şahit olmayacaktım. Artık damar aramak zorunda kalmayacaktı hemşireler. Kan alma kısmında ve onkolojideki, damarımı bulabilen tek hemşireyi aramak zorunda kalmayacaktım. Tüm bu acılarla, travmalarla sarsılan bedenimin hassasiyeti içinde damar bulmak için elime vuran hemşirenin bende yarattığı ağlama hissini bastırmaya çalışmayacaktım. Yaklaşık 2,5 saat boyunca kemo tedavisi olurken; çevremdeki bir sürü hastanın tutunma çabasını, pişman olduğu olayları, vazgeçemediği kişileri, onu inciten insanları, yaşadığı üzüntüleri, uzun süredir göremediği çocuklarını, sahip olamadıkları kendi hayatlarını dinlemeyecektim ama onlar veya onlar gibi bir sürü kişi tüm o tedavi süreçlerine devam edecekti. Kalbimi onlardan asla alamayacağımı biliyordum. Gün içinde, akşam, bazen sabah hep dizili koltuklar ve üzerinde oturan kanser hastalarına yüreğimden sevgi ve destek akacaktı. Ben çıkmıştım ama kanser hastalığının arttığını ve hastaların artarak geldiğini biliyordum. Bildiğimiz bilmediğimiz tüm insanların bu kadar acı yaşamasına göz yuman, tedavi şeklini bildiği halde yayınlamayan veya rant korkusu ile halkın hizmetine sunmayanların bunun hesabını vermek için cehennemden çok daha farklı bir mekana ihtiyaçları olacaktı. Tüm yaşananlar ve daha kötü yaşayanlar dikkate alındığında Cehennem, bu insanlar için tatil yeri sayılırdı.''

Sevgiyle ve sağlıkla kalın....

7 Ağustos 2013 Çarşamba

Merhaba ,

SAĞLIKLI, MUTLU, HUZURLU VE SEVDİKLERİNİZLE GEÇİRECEĞİNİZ NİCE BAYRAMLARINIZ OLSUN….  

Bu bayram kendinize kocaman bir hediye verin. İçinizdeki çocuğu dinlediğiniz, ne yapmak istediğini öğrendiğiniz, içinizdeki çocuğu sevgiyle kucakladığınız zamanlar yaratın kendinize… 

Sağlıklı beslenme, egzersiz, moral, motivasyon, kişisel gelişim ve benzeri çalışmalarla kendinizi rahatlatabilirsiniz. Tüm şehir ve iş kargaşasından uzaklaştığınız birkaç günlük molada, lütfen kendiniz için ‘ sadece kendiniz için ‘ bir şeyler yapın. Hepimiz biliyoruz ki stresli yaşam, sağlığımız için risk demek. Ruh ve beden sağlığınıza katkıda bulunacak, günlük yaşam stresinizi azaltacağınız kararlar alın. 

Karar almak ve tam irade ile uygulamaya niyet etmek yolun en büyük kısmı…..

Eğer ‘ nerdeeee … vakit mi var’ diyorsanız; aynanın karşısına geçin lütfen. Gözlerinizin içine bakarken kendinize ‘ sana vakit ayıracak bir yaşamım yok’ diyebilir misiniz? Haydi üç dakika ayırın kendinize ve gözlerinizin içine bakarak konuşun. Duymak istediğiniz ama duyamadığınız tüm sözcükleri söyleyin kendinize ve kendinizle yüzleşin. 

Siz kendinize değer vermez ve önemsemezseniz, siz ruh ve beden sağlığınıza dikkat etmezseniz; kim sizin için dikkat edecek? Siz kendinizi sevmezseniz; kimden sizi çok sevmesini bekleyebilirsiniz? Eğer siz kendinize değer vermezseniz; kimden size değer vermesini bekleyebilirsiniz ?

En çok zorlandığımız ancak en yalın, en kolay olan yüreğimizdeki sevgiyle var olmak. 

Sevgiyle yaşamak bize en zor gelen oldu. Yaşadığımız sıkıntılarla kapattığımız kalp çakramızı açmak ve sevgi enerjisinin yüreğimizden her şeye akmasına izin vermek aslında en kolayı.

Sadece isteyelim, izin verelim ve beklentisiz, bedelsiz sevgi ile var olmaya niyet edelim. 

Sevgiyle ve sağlıkla kalın….

29 Temmuz 2013 Pazartesi

Ailenizin Uyum Sağlamasına Yardımcı Olmak




 Ailenizin Uyum Sağlamasına Yardımcı Olmak

Kanserin etkileri zorludur. Teşhisinizden sonra ailenizin de duruma uyum sağlaması gerekmektedir. Kendi duygularınızı açıklarken, tüm bireylerin kendi duyguları ile farklı bir yolla başa çıkması gerekebileceğini unutmayınız. Aileniz sizinle benzer endişe ve korkuları yaşar, aynı sizin gibi bilgi ve desteğe ihtiyaç duyarlar. Hastalığınız konusunda birşeyler yapamamanın, sizi kaybetme olasılığının, hayatlarınızın değişeceğinin ve teşhisinize reaksiyonunuzun onlarda yarattığı acıyı ifade etmek isteyebilirler.

Teşhisden sonra aile içerisindeki iletişim, teşhisden önceki iletişim şeklinize oldukça bağımlıdır. Birbileri ile paylaşımları yüksek ailelerde kanserin getirdiği değişiklikleri konuşmak daha kolaydır. Bazı aileler ise iletişime daha kapalıdır ve karar mekanizmasında ana rolü oynayan sadece bir kişi vardır. Bu durumda iletişim ve duygu paylaşımı zorlaşabilir ve yapılacak en doğru hareket bir danışman yada hastane yetkilisinin yardımını istemektir. Aile bireyleri teşhisinizi kabul etme ve tartışmaya yanaşmaz ise lütfen kendilerini doktorunuz ile konuşmaları ve hastalığınızı daha iyi anlamaları için cesaretlendiriniz. Bazı kişiler duyguları hakkında konuşmaktan rahatsız olurlar. Böyle durumlarda ise doğru zaman gelene kadar onlara süre vermek yerinde bir karardır fakat bu süre çok uzun olmamalıdır.

Kaynak: Cancer Council NSW, Helping Your Family Adjust, Mayıs 2009

24 Haziran 2013 Pazartesi

Merhaba,

kitabımda yer alacak bir bölümü  paylaşmak istiyorum sizlerle.... 

YOL AYRIMI

CA … iki harf yan yana gelir de nasıl çok yönlü travma olur ? 

Eğer ne anladığımız ile orantılı ise yaşam ve yaşananlar… Öyleyse doğru anlamalıyız yaşananları ya da yaşanabilecekleri… Silkelenip; öğretilenin peşinden değil, kendi ruhumuzun müziğinden dinlemeliyiz ‘ nedir ? ne değildir? ’ CA …. 

Eğer kişiselleştirmez, önyargısız ve objektif bakabilirseniz; hayatınızda öncesi ve sonrasının yol ayrımıdır CA. Sağlıklı yaşamaktır, hayattan tad almaktır, sahip olduklarının hatta farkında bile olmadığın birçoklarının farkına varmaktır. Seni tehdit eden tüm hücrelerin sonudur CA. Giderken yanında sağlıklı hücreler de götürür, sarsar, hırpalar, bedende değişimler olur, saçlar ayrı bir travma ile dökülür ama siz hep bilirsiniz bitecek bu süreç…. CA gidici, siz kalıcısınız… 

Sağlığa ve kaliteli yaşama giden yolda bir tüneldir CA. Tünelin sonundaki ışıktır, sağlıklı yaşam için anahtardır… Bilirseniz sizi bekleyen güzellikleri ya da her şeyin güzel olması ile ilgiliyse tüm niyet ve hayalleriniz…. İşte sizin gerçekliğinizde olacaklar da; düşündükleriniz ve hayal ettiklerinizdir…. 

Masal okur gibi değil, ruhunuzu katmadan ( dile pelesenk olmuş söylemler) değil, sadece birileri 'böyle yaparsan iyi olur' dediği için değil… Tam irade ile ruhunuzu, yüreğinizi, hedefinizi, isteklerinizi, yaşama azminizi, tüm şükür ve sevginizi katarak…. ruhunuz coşarak, inançla ve olacağını bilerek, tüm sistemin ve yüce ruhların, meleklerin sizin yanınızda olduğunu bilerek…. hizmet eden her varlığın, sizin tüm isteklerinize saygı gösterdiğini bilerek ve tevekkülle Tanrıdan isteyerek….. İşte çözüme giden ana yollardan biri…. 

Tüm bunları dünyadaki sürecinizde size ev sahipliği yapan bedeninizi hırpalamadan, yaşanmaz hale gelmeden önce yapın ki; süreç tamamlandığında, yaşayacak bedeniniz olsun… Tüm yaşantımızda göz ardı ettiğimiz bedenimizi, konforlu ve sağlıklı yaşamak için koruyalım …. 

Sevgiyle ve Sağlıkla kalın..... 31 MAYIS 2013 Gülçin

19 Mayıs 2013 Pazar


Merhaba,

Öncelikle belirtmek isterim ki yazımın içeriği herhangi bir kişi veya kurumu hedef almamaktadır. Alıngan yaklaşım sergileme eğilimi olabilecek kişi veya kurumlar için özellikle belirtmek istiyorum. Ben kanser sürecini yaşamış bir kişi olarak; ‘ destek olmaya çalışanların !!!’  bilmeden, fark etmeden, destek olmak adına yaptıkları, tasvip etmediğim konulardan bahsetmek istiyorum.  Destek olan veya olmak isteyenlere, kanser hastası yakınlarına  durumun hassasiyetini farklı bir açıdan anlatabilirim belki….

Hastalığı yendikten sonra   facebook’ ta   bir grup kurdum. Bu grupla ilgili internette yaptığım çalışmalarda gördüm ki aslında birçok sayfa var. Halbuki ben süreci yaşarken herhangi bir destek sayfasına ulaşamamıştım.  Yüreğimden ‘bu sayfalar madem ortak bir amaç için çalışıyorlar; güçlerini birleştirirlerse müthiş bir şey olur’ diye geçirdim.  Grup oluşturulmuş face sayfalarının blog veya web üzerine aktarılabildiğini öğrendim. Öyleyse bu işi ilk ben yapabilirdim  ve benzer bir sayfaya bayrağı teslim edebilirdim.  Bu fikrimi gerçekleştirmeden önce  sayfaları ve kurucularını, yayınlarını izlemeye başladım.   Bir vesile ile farklı sayfa kurucuları ve  takipçileri ile tanışmaya başladım.  Bazı şeyler beni üzdü… İşte bu süreci yaşamış bir kişi olarak beni üzen birkaç anekdotu paylaşmak istiyorum....

Kesinlikle anlaşılması gereken bir nokta var ki;  bu süreci yaşamış veya yaşayan kişiler son derece duygusal ve alıngan olabiliyor. Hayata karşı duruşları değişebiliyor.  Süreci yaşayan kişi veya kişilerin kesinlikle üzülmemesi, kırılmaması ve sevgiyi oluk oluk hissetmesi belki de onların en iyi ilacı …. Toplum içinde yaygınlaşmış, dillere pelesenk olmuş, ruhunu kaybetmiş sevgi kelimesinden bahsetmiyorum. Acımadan, üzülmeden ve sadece kişiye olan yürekten sevginizi göstereceğiniz bir yaklaşım… Herkes bilinci ve bakış açısı doğrultusunda anlayabileceği için belirtmek istiyorum ki menfaatsiz, adı aşk olmayan, saf sevgiden bahsediyorum…. Sadece o kişiyi onaylayarak, karşılıksız, herhangi bir amaca hizmet etmeyen, saf sevgiyi…… Yaradandan ötürü yaradılana duyulan saf sevgiyi hissettirmeniz…. Bunu nasıl yapacağınız konusunda kendinizi çaresiz hissediyor veya yaptıklarınız yeterli olmuyor veya ne yapacağınızı yaşayan bir kişiden öğrenmek istiyorsanız…. Sorular yöneltin bana….. dilimin döndüğü, yazımın yettiği, kendimi ifade edebildiğim kadarıyla anlatayım size….

Yaşanılan birkaç olaya benim bakış açımdır. Farklı düşünen kişiler olabilir… Ne anlatmak istediğimin anlaşılmasına niyet ediyorum…

Sadece kanseri yaşamış ve yaşayanların buluşması olarak adlandırılan (ve adına KUTLAMA denilen ) bir toplantıda, insanları masalara oturtup; sadece kanserden ve yaşanılan süreçten bahsediyorsanız; ne yaşandığını bilmiyorsunuz demektir…..

Kanser tedavisi gören ve görmekte olan bir grup insanın bulunduğu toplantıda, sayfanızda yenmesi sakıncalı diye yayınladığınız yiyecekleri  ikram ediyorsanız;  ne yaptığınızı bilmiyorsunuz demektir …..

Yardım ve destek diye başlattığınız süreci ‘’mükemmel !!!  projelerinizin  takibi olarak’’ ve ‘’ ne kadar büyük işler başardığınız konuşması yaparak’’  bu süreci yaşamış ve yaşayan kişilere ballandıra ballandıra anlatıyorsanız;  kanser travması yaşayan kişinin psikolojisini ve psikolojinin hassasiyetini bilmiyorsunuz demektir….

Yardım ve destek çalışmaları, bu çalışmaları yapan kişilerin kendini daha iyi hissedeceği, ‘sosyal destek misyonunu’ yerine getirdiği imajını üstleneceği bir platform olmamalı….

Destek yürüyüşü olarak yaptığınız bir faaliyette, önceden hazırladığınız, kimin hangi kanser hastası olduğunu gösteren büyük etiketleri ( izinsiz ve bildirimsiz) yürüyüşe katılacak hastanın yakasına yapıştırıyorsanız; yani ‘’ halkı bilgilendirme ve dikkat çekme projenize konu mankeni yapıyorsanız’’  hastanın içinde kopan ve kopacak olan fırtınalardan haberiniz yok demektir….

Hastalığı kabul edemeyen veya toplum tarafından hasta olduğunun bilinmesini istemeyen birçok kanser hastası olduğunu biliyor musunuz?  Yakın akrabaları tarafından bize de bulaşır diye AIDS’ li muamelesi yapılan kanserli hastalar olduğunu biliyor musunuz….( kaldı ki AIDS de o şekilde bulaşan bir hastalık değil. ) Kayınvalidesinin  ‘aman  oğluma bulaşmasın, boşansınlar’ dediği bir süreçte kanserle savaşan bir kadın neler hisseder ?

Hani gülmek çok faydalıydı… eğlenmek, mutlu olmak ilaçtı…. Kanser sürecini yaşayan kişiler, yeterince doktorlarla ve hastanelerle  irtibatlı oluyor zaten….  Eğer moral ve tanışma etkinliği yapıyorsanız;   bu süreci yaşayan ve yaşamış kişilere, lütfen psikolojisini alt üst edecek, sıkıntıdan patlatacak bir ortam yaratmayın ve lütfen sağlığına zarar verecek yiyecekler ikram etmeyin ve lütfen yaz günü kapalı mekanda, havasız ortamda saatlerce kanser muhabbeti yapmayın, yaptırmayın…

Yayınlarınızda oksijenin, doğal yiyeceklerin, eğlencenin, mutluluğun, gülmenin, sevginin ne kadar önemli olduğunu anlatmıyor musunuz ?  Eğer bu süreci yaşamış kişilere destek vermek istiyorsanız;  canlı müziklerle, sevginizi yayarak,  doğal yiyecek menüsü ile ikramda bulunarak, yemyeşil bahçesi olan bir mekanda bırakın birkaç saat için de olsa  unutsunlar tüm yaşadıklarını, hastalıklarını, kaçıncı basamak kanser olduklarını, metastası….. 
Coşku, mutluluk,  sevgi, eğlence aksın  damarlarından; ilaç yerine …

Sevgi ve Sağlıkla kalın...