Merhaba,
Öncelikle belirtmek isterim ki yazımın içeriği herhangi bir
kişi veya kurumu hedef almamaktadır. Alıngan yaklaşım sergileme eğilimi
olabilecek kişi veya kurumlar için özellikle belirtmek istiyorum. Ben kanser
sürecini yaşamış bir kişi olarak; ‘ destek olmaya çalışanların !!!’ bilmeden, fark etmeden, destek olmak adına yaptıkları,
tasvip etmediğim konulardan bahsetmek istiyorum. Destek olan veya olmak isteyenlere, kanser
hastası yakınlarına durumun hassasiyetini
farklı bir açıdan anlatabilirim belki….
Hastalığı yendikten sonra facebook’ ta bir
grup kurdum. Bu grupla ilgili internette yaptığım çalışmalarda gördüm ki aslında
birçok sayfa var. Halbuki ben süreci yaşarken herhangi bir destek sayfasına
ulaşamamıştım. Yüreğimden ‘bu sayfalar
madem ortak bir amaç için çalışıyorlar; güçlerini birleştirirlerse müthiş bir
şey olur’ diye geçirdim. Grup
oluşturulmuş face sayfalarının blog veya web üzerine aktarılabildiğini
öğrendim. Öyleyse bu işi ilk ben yapabilirdim ve benzer bir sayfaya bayrağı teslim
edebilirdim. Bu fikrimi
gerçekleştirmeden önce sayfaları ve
kurucularını, yayınlarını izlemeye başladım. Bir
vesile ile farklı sayfa kurucuları ve takipçileri ile tanışmaya başladım. Bazı şeyler beni üzdü… İşte bu süreci
yaşamış bir kişi olarak beni üzen birkaç anekdotu paylaşmak istiyorum....
Kesinlikle anlaşılması gereken bir nokta var ki; bu süreci
yaşamış veya yaşayan kişiler son derece duygusal ve alıngan olabiliyor. Hayata
karşı duruşları değişebiliyor. Süreci
yaşayan kişi veya kişilerin kesinlikle üzülmemesi, kırılmaması ve sevgiyi oluk
oluk hissetmesi belki de onların en iyi ilacı …. Toplum içinde yaygınlaşmış,
dillere pelesenk olmuş, ruhunu kaybetmiş sevgi kelimesinden bahsetmiyorum.
Acımadan, üzülmeden ve sadece kişiye olan yürekten sevginizi göstereceğiniz bir
yaklaşım… Herkes bilinci ve bakış açısı doğrultusunda anlayabileceği için
belirtmek istiyorum ki menfaatsiz, adı aşk olmayan, saf sevgiden bahsediyorum….
Sadece o kişiyi onaylayarak, karşılıksız, herhangi bir amaca hizmet etmeyen, saf
sevgiyi…… Yaradandan ötürü yaradılana duyulan saf sevgiyi hissettirmeniz…. Bunu
nasıl yapacağınız konusunda kendinizi çaresiz hissediyor veya yaptıklarınız
yeterli olmuyor veya ne yapacağınızı yaşayan bir kişiden öğrenmek istiyorsanız….
Sorular yöneltin bana….. dilimin döndüğü, yazımın yettiği, kendimi ifade
edebildiğim kadarıyla anlatayım size….
Yaşanılan birkaç olaya benim bakış açımdır. Farklı düşünen
kişiler olabilir… Ne anlatmak istediğimin anlaşılmasına niyet ediyorum…
Sadece kanseri yaşamış ve yaşayanların buluşması olarak
adlandırılan (ve adına KUTLAMA denilen ) bir toplantıda, insanları masalara
oturtup; sadece kanserden ve yaşanılan süreçten bahsediyorsanız; ne yaşandığını
bilmiyorsunuz demektir…..
Kanser tedavisi gören ve görmekte olan bir grup insanın
bulunduğu toplantıda, sayfanızda yenmesi sakıncalı diye yayınladığınız
yiyecekleri ikram ediyorsanız; ne yaptığınızı bilmiyorsunuz demektir …..
Yardım ve destek diye başlattığınız süreci ‘’mükemmel !!! projelerinizin takibi olarak’’ ve ‘’ ne kadar büyük işler
başardığınız konuşması yaparak’’ bu
süreci yaşamış ve yaşayan kişilere ballandıra ballandıra anlatıyorsanız; kanser travması yaşayan kişinin psikolojisini
ve psikolojinin hassasiyetini bilmiyorsunuz demektir….
Yardım ve destek çalışmaları, bu çalışmaları yapan kişilerin
kendini daha iyi hissedeceği, ‘sosyal destek misyonunu’ yerine getirdiği
imajını üstleneceği bir platform olmamalı….
Destek yürüyüşü olarak yaptığınız bir faaliyette, önceden
hazırladığınız, kimin hangi kanser hastası olduğunu gösteren büyük etiketleri (
izinsiz ve bildirimsiz) yürüyüşe katılacak hastanın yakasına yapıştırıyorsanız;
yani ‘’ halkı bilgilendirme ve dikkat çekme projenize konu mankeni yapıyorsanız’’ hastanın içinde kopan ve kopacak olan
fırtınalardan haberiniz yok demektir….
Hastalığı kabul edemeyen veya toplum tarafından hasta
olduğunun bilinmesini istemeyen birçok kanser hastası olduğunu biliyor
musunuz? Yakın akrabaları tarafından
bize de bulaşır diye AIDS’ li muamelesi yapılan kanserli hastalar olduğunu
biliyor musunuz….( kaldı ki AIDS de o şekilde bulaşan bir hastalık değil. ) Kayınvalidesinin ‘aman oğluma bulaşmasın, boşansınlar’ dediği bir
süreçte kanserle savaşan bir kadın neler hisseder ?
Hani gülmek çok faydalıydı… eğlenmek, mutlu olmak ilaçtı….
Kanser sürecini yaşayan kişiler, yeterince doktorlarla ve hastanelerle irtibatlı oluyor zaten…. Eğer moral ve tanışma etkinliği yapıyorsanız;
bu süreci yaşayan ve yaşamış kişilere, lütfen
psikolojisini alt üst edecek, sıkıntıdan patlatacak bir ortam yaratmayın ve
lütfen sağlığına zarar verecek yiyecekler ikram etmeyin ve lütfen yaz günü
kapalı mekanda, havasız ortamda saatlerce kanser muhabbeti yapmayın, yaptırmayın…
Yayınlarınızda oksijenin, doğal yiyeceklerin, eğlencenin,
mutluluğun, gülmenin, sevginin ne kadar önemli olduğunu anlatmıyor musunuz ? Eğer bu süreci yaşamış kişilere destek vermek
istiyorsanız; canlı müziklerle, sevginizi
yayarak, doğal yiyecek menüsü ile
ikramda bulunarak, yemyeşil bahçesi olan bir mekanda bırakın birkaç saat için
de olsa unutsunlar tüm yaşadıklarını,
hastalıklarını, kaçıncı basamak kanser olduklarını, metastası…..
Coşku, mutluluk, sevgi, eğlence aksın damarlarından; ilaç yerine …
Sevgi ve Sağlıkla kalın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder